Ülkemizde fahiş fiyatlarla satılan silahların etiket fiyatlarının ve üzerlerindeki vergi ve fon yükünün, kamuoyu nezdinde normalleştirilmeye çalışıldığını ve silah taşıma hakkına dair kısıtlayıcı görüşlerin silah konulu paylaşımlar vasıtasıyla yayıldığını görüyoruz. Sosyal medya platformlarında dönem dönem ifade edilen bu iki zararlı görüşe istinaden bir not yayınlamayı uygun görüyoruz. HERKESE SİLAH TAŞIMA RUHSATI VERİLMESİN! Bilindiği üzere insan, tarihin her döneminde hayatına yöneltilen tehditlerle mücadele etmek zorunda kalmıştır. İlk insandan itibaren günümüze kadar şuur sahibi olan tüm insanlar hayatta kalma reflekslerine sahip olmuştur. Doğal ve temel bir içgüdü olan hayatta kalma isteğinin bir tezahürü olarak insanlar önceleri taşla, akabinde mızrak, yay-ok...vb ilkel aletlerle yaşamlarını korumaya çalışmışlardır. Günümüzde ise insanlar yaşamlarını korumak için ateşli silahlardan yararlanmaktadır. İnsanlık tarihinin her döneminde suç ve suçlu var olmuş, bazı insanların baş
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Bu vesileyle Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivlerinde yeralan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün konuşmalarından derlenen küçük bir kısmı ilgilerinize sunarız. "Efendiler, hatırlatmak isterim ki, kararlılık ve inancımızı sarsmak için, içte meydana getirilen üzücü olaylar henüz sürerken, düşmanlarımız da dıştan baskı ve acımasız kışkırtmalara bir an bile ara vermiyorlardı. Batıda Yunanlılar ve güneyde Fransızlarla onların silâhlandırdığı ve bize karşı kışkırttığı Ermeniler ve doğuda Ermenistan Ermenileri memleketimizin ele geçirdikleri yörelerinde ve işgal edilen sınır ve cepheler çevresinde müslüman halka çeşitli zulümler uyguluyor ve katliam yapıyorlardı. Yunanlılar birçok kuvvetlerimizin iç ayaklanmalarla uğraştığı ve aslında henüz düzenli milli ordumuzun kurulmadığı bir sırada, yerel kuvvetlerle savunulan batı cephelerimize saldırdılar. Bu savaşların maddi sonuçları üzücü olmakla birlikte, milleti da